Fatmagülün Suçu Ne Yorumlar

Taksi

Sevgili Odile bencede taksideki kişi Asu veya X şahıs veya boş taksi sadece taksi sürücüsü.. buradan bir şey çıkar.

İlla Mustafayı görmüş olması gerekmiyor.

Eğer Vural'ı sağ olarak görmüşse Kerim'in arkasından koşarken veya ayağa kalkmış durumda bu yeterli aslında. Kerim oradan ayrılırken Vural'ın sağ olduğunun kanıtlanması bile Kerim'in Vural'ı öldürmediğine dair bir delil olur.

Sevgili Dean haklısınız burada bizi Asu konusuna odaklayıp ters köşeye yatırabilir senaristler ama taksi buraya boşuna gelmedi o taksiden iş çıkabilir.

Bizde/bende tam bi umudum olsun istiyorum şeklinde dolaşır olduk. Amacım(z) mutluluğu Kerim'de yakalamaya başlayan Fgül'ün artık yanlız olmasını istemiyorum. daha fazla yıpransınlar, üzülsünler istemiyorum, mutlu tablo görmek istiyorum. En azından beraberce omuz omuza versinler. Fgül'de artık bilincinde zaten 19. bölümde Kerim'in söylediğinin onlar aynı taraftalar bu olayda.

__________________

size hak vermiyor değilim ama senaristlerden dolayı o kadar paranoyak oldum ki öküz altında buzağı aramaya başladım  umarım haklı çıkarsınız ve o taksi önümüze atılan bir yem olarak kalmaz ben de artık bu dizide bir şeylerin iyiye gitmesini o kadar çok istiyorum ki... 

__________________
"Ben senin kalbinin küçük bir köşesindeyim.
Ama sen benim kalbimin her yerindesin. Sen benim kalbimsin."

Yeni başlık hayırlı uğurlu olsun herkese 

ve bence kerimin dışarı çıkması
öyle cengevelli yollarla olmayacak ki, olursa dizinin geçen sezonki, boğucu havası gibi olur

Ben Af çıkar, Afdan yararlanır çıkar diyorum..

__________________

asu denen o kötü kalpli kötü karakterli kadından nasıl medet umuyorsunzuz anlamıyorum
bu kadın değilmiydi
mahkemeye para için çıkan
fatmagülün hazırladığı savunmayı zor 
durumda bırakan
sırf para için yada aşk için
ne olursa olsun fatmagüle gözünü 
kırpmadan zarar verdi asu
içinde zerre kadar iyilik olsaydı
bütün bunları yapmazdı
ben o kadından
iyi bir şey beklemiyorum

__________________
hırsız polis

bu tüyo dorumu bilmem ama kosova versiyse dorudur fatonun bu sözleri söelemsi yakın bi zmanda çokta uzak deil kerimin yüzü güleceğinin göstergesidr gçen sezon bence çok iyi deildi millet bi umutla her bölümü bekleyip izledi ama hiç bi şey görmedik inş yeni sezonda tam anlamıyla biş izleriz dokunuşlar bu yanlış anlaşılmasın kötü anldam deil yani aşk görmek istiorum ö<ellike fatodan kerime sölediği umudun var oluşunu fatı harektleriyle görmek istiorum ve fato kerimin içerde olması onu görmemeyişi derken ona aşık olduğunu anlayacak kendine itiraf edecek bana görebirde şu yeni evde kerim ve fato aynı çatı altında yaşarrr ordaki sahneelrde güzel olurrr diğer evde gibi başka evlerde yaşamazlarrr artık gerçekten bi şeyler görmek istiorumm

__________________

Selam herkese

Yeni baslik da bol yorumlar olsun,FG ve Kerim"in yeni evlerinde bol sahneleri ile ilgili yorumlar ve analizler olsun ......


Kerim hapiste veya gozaltinda cok kalmaz diye tahmin ediyorum ,eger mantikli bir senaryo yazilirsa Kerim hapiste cok kalmamali,her ne kadar ilk anda hersey Kerim"in alehinde olsa bile olay yerinde incelenme yapilmasi ve otopsi raporlari belirler......

Otopsi yapildigin da Vuralin"in cesedinin ustunde baska birine ait parmak izleri cikmasi lazim bu izler Mustafa"ya ait oldugu hemen ortaya cikmaz cunku diziye entrika lazim
Bu incelemeler ve otopsi raporu gelinceye kadar Kerim"i icerde tutarlar benim tahminim 40.bolumun sonun da veya 41.bolumde Kerim serbest kalir oylede olmali diyorum ,bakalim senaristlerin kaleminden neler yazilacak ????

Saygilar...

Tüyo beklediğim gibi gelmiştir, bu konuda söyleyecek sözüm yoktur.

Bol mustafa sahneleri ilzme işkencesine katılmayacağım, ilk bölümü ilk gününde izlemeyeceğim; burdaki yorumalara göre sonra izlerim, kesik kesik

Sevgili gelgitim,

Asunun çocuk doğuracağı ve bizim göreceğimiz bu dünya kozmosunda, fatmagülün çocuunu görememek bana çok acı verir

gülümüz bence önce çocuk yapsın, sonra master

master kaçmıyo ya?

Çocuk kerim ile olan aşklarının gerçek meyvesi olur.

Zaten bu kadar sorun arasında liseyi bitirecek ve üniversite sınavını da kazanacak olan gülümüz, haydi haydi çocuk yapar; hatta gül mutfağına yurt içinde ve dışında şubeler açar

Ama şu ar ki bu senaristlerin eş zamanlı senaryosundan yola çıkarsak ve de finali hesaba kattıımızda, erken doğum hesaplarını da yapabiliriz tabi, gün ve ay olarak denklik sağlamamız gerekli.........

neyse mukaddesin doğumuna, 20 lik fatoyu daha 12 12 12 12ymiş hale getirenler bunada bir çare bulurlar.

yeterki cinsiyeti karışmasın, herşeye çare var gayrı

Kapanan başlıkta okumuş olan arkadaşlardan özür dileyerek, o başlığın son sayfasında kalan mesajımı utana-sıkılada olsa buraya taşıdım...  Uzun bir mesaj ve yazmak için çok zaman harcamıştım da...  
Bu seferlik ayıplamayın, okuyanlar da görmezden gelsinler emi.  


-Bu vesileyle yeni başlığımızın, huzurlu, mutlu ve umutlu mesajlarla çarçabuk dolmasını dilerim.

-------------------------------------------------------------------

Mustafa ancak fırsatçılık yapar işte!.. 

Senaristlerin karakterler üzerindeki istikrarını, tekrarları yeniden her izlediğimde biraz daha takdir ediyorum... Gerçekten çok iyi gözlemlerle ve devamlılıkla yazdıklarını artık kabul ediyorum... Ve saygılarımı gönderiyorum kendilerine...

1.Sezonda en belirgin karakter değişimi Mustafa da yapılmış gibi görünsede, aslında onun karakterinde de bir değişim olmamış bana göre... Dizinin ilk bölümlerinde Mustafa'yı ne kadar tanıyorduk ki? O kasabada balıkçılık yapan, nişanlı bir gençti sadece ama bu bize onun karakteri hakkında bilgi vermezdiki, vermedide zaten... Hayata bakışı nasıldır? Hayattan beklentileri nelerdir? Bilmiyorduk... Onu bir kere Fatmagül'ü elbisesi ıslandı diye azarlarken görmüştük... O sahnede nişanlısının durumunu anlamadan-dinlemeden onu üzen kaba birisi olduğunu görmüştük sadece... Bu davranışıyla karakteri belirginleşemezdi... 

Biz Mustafa'yı olayla birlikte tanımaya başladık... Duyduğu andan itibaren yaklaşımı, öfkesi, verdiği tepkileri, aldığı kararları ile tanıdık onu... Gerçek yaşamda da böyle değil midir? Tek düze sıradan günlerde her insan aynı gibidir ama birisini tanımak, hayat görüşünü anlayabilmek için olaylara yaklaşımını ve verdiği tepkileri incelemek gerek... 

Herkesin bildikleri, defalarca konuşulanların üzerinden geçmiş olacağım ama 40.bölüm tüyosundaki Mustafa'yı açıklamak için bu gerekli... Ben karakter özelliklerini netleştirebilmek için davranışlarını madde madde yazayım izninizle..

1-Olayı duyduğu andaki yıkılmışlığı... Bu, başına böyle bir olay gelen herkesin yaşayabileceği bir şeydi...

2-Tekneden iner inmez nişanlısının yanına gitmedi... Çünkü olayla yüzleşme cesareti yoktu.Yalan olmasını, başka bir şey olmuş olmasını istiyordu. Çaresizce etraftakileri dinledi ama kaçarı yoktu elbet. Duyduklarının doğruluk payı yüksekti çünkü. 

3-Hastaneye gitmek zorunda olduğu için gitti. Fatmagül'le hastanede ilk karşılaştığında duyduklarının doğruluğunu, yaşananların gerçek olduğunu anladı...

4-Burdan sonrasını kabul edemezdi! Çünkü ne yetişme tarzını, ne ailesini, ne de çevresini hiçe sayacak cesareti yoktu... Fatmagül onun anlayışına göre kirlenmişti ve ondan vazgeçmesi gerekiyordu...

5-Bunu yapabilmesinin en kolay yolu Fatmagül'ü suçlamaktı. Çünkü aksini düşünürse kendisi suçlu sayılacaktı, çevresi tarafından işaretlenmiş olacaktı. İşte tam burada Mustafa'nın Fatmagül'e var saydığı sevgisinin aslında hiç olmadığını gördük. Eğer Fatmagül'le yıldızlar altında romantik romantik "Seni çok seviyorum" dediği gibi, "çok"undan geçtim sadece sevseydi... Fatmagül'ün ne kadar acı çektiğini gördüğü halde onu hırpalamazdı, en azından dinlerdi.Demekki Mustafa'nın ki gerçek sevgi değilmiş. Alışkanlık ve bencillikmiş.

6-Bencilce işine gelene inandı. Başkalarını suçlamak, insanın kendisini suçlamasından her zaman kolaydır. O suçlu! der ve sıyrılır işin içinden... 

7-İyi de; Kendisine, ailesine, çevresine verdiği değeri de, erkekliğini de bir şekilde kanıtlaması gerek...Ailesinden ve çevresinden alkış toplaması gerek! "Aferin Mustafa, erkek adammış vesselam. O kadar sevdiği kızı bir kalemde sildi... Aman aman namusunu temizlemek için geleceğini yakmasında!" demeleri için orda-burda öfkesini göstermesi gerekti... Hani "Tutmayın, bırakmayın beni!" hesabı... Herkes onun öfkesine ve durumun onun için vehametine inanarak onu koruma altına alarak haklılığının onayını da almış oldu herkesden... Yani en ufak fedakarlık yapmadan fedai kesilenlerden.

8-Eee, bu fedailiğinde bir bedeli-karşılığı olmalı dimi ama? İyi, güzel olsun bakalım. Balıkçılığı bırak, oralarda duramıyorsun çünkü birileri sana ait olan bir şeyi aldı senden. Herkes sana hak da verdi. Şu anda sen bir numarasın herkesin gözünde. Suçlu olan başkaları sen rahat ol. 

9-Ama rahat olabilmesi için para kaygısının olmaması gerekiyordu. Bunu en kolay nereden temin edebilirdi? Mustafa'ya bu cezayı yaşatanların içinde adı geçen en zenginler. Hem onlar kasabanın en tanınmış en zengin kişileri, suçlu olacak halleri yok ya! Zaten suçlu olduklarına inansa bile Mustafa'nın onlara gücü yetebilir mi? En iyisi-kolayı-kendisini tehlikeye atmayacak şekli "Yok canım onlar suçlu değildir" demek. Üstelik onların güçlerinden istifade ederek kendinden alınanların hesabını kolay yoldan sormak.

10-Ooo! Mustafa'nın içinde meğerse ne özlemler varmış, ne özlemler! Kasabadayken, balıkçı teknesinde hiç de lazım olmayan şeyler meğer onun içinde yatan aslanlarmışda kendisinin bile haberi yokmuş. (Bizim nasıl olsun?)

11-Oh be! Bu yaşadıkları iyi mi oldu ne? Kolunu kıpırdatmadan, suçlulara gözdağı vererek o zenginlerin sahip olduklarına sahip olunabiliyormuş!.. Boş ver arkasından kim ne düşünürse düşünsün onun kulağı duymuyor ya! Üstelik suçlu olan kendisi değil ki! Onlarda kendisine ait olan birşeyi ondan zorla almasalardı... Çeksinler cezalarını, canlarına çektiremiyor, mallarıyla çektiriyor işte! Suçlu olan başkalarıysa bunu sonuna kadar hissetmeleri gerek!.. 
Ne güzel dimi Mustafa! Hemde gözleri korka korka... Sen tadını çıkar bunun...

12-Haydaa! Herşey yolunda giderken bu doğrucu-Davut da nereden çıktı şimdi! Ne güzel "Takipteyim" diyerek bir düzen kurmuştu kendine... Bak sen şimdi!.. Asıl suçluların o rahatını sağlayanlar olduğunu söylüyor! İnanmamak mümkün değil, çünkü adam silah kendi elindeyken söylüyor bunları... "Beni istersen öldür, bende suçluyum ama onlarda suçlu. Sen rahatın bozulmasın diye bilmezden geliyorsun ama Fatmagül SUÇSUZ, SUÇSUZ, SUÇSUZ! Sok kafana bunu... Sen bilerek kanıyorsun onlara ama onlarda senin bildiğini bilmezden geliyorlar kendi ..ıçlarını kurtarmak için..." Şimdi bu adama bu durumda nasıl inanmasın Mustafa? Keşke inanmayacağını gösteren birşey olsa elinde ama yok işte yok! 

13-Eh artık buraya kadarmış demek! Aylarca bilmezden geldi, takipteyim diye diye kaf dağlarında gezdi ama!.. Herkes bildiğini öğrendi artık. En iyisi direk asıl suçlu zannettiklerinin aslında suçlu olmadıklarını yeni öğrendiğini söylemek! Hem böyle yaparsa bugüne kadar ki yapmaması gerekenleri neden yaptığını suya sabuna dokunmadan anlatmış olur. Hatta belki bundan daha da fazla kazanç sağlayabilir. Denemeye değer.. Düşündüğü gibi korktular ama bu sefer yemediler! Neden mi? Çünkü onlarda anladı Mustafa'dan korkmalarına gerek olmadığını. Meğer bilmesiyle-bilmemesi arasında bir fark yokmuş. Blöf yapmış bugüne dek... 

14-Bir blöf de Fatmagül'e... Ya yutarsa!!! Ben daha yeni öğrendim başına ne geldiğini, bilseydim hiç seni bırakırmıydım. Senin çektiklerin ne ki? BEN çok acı çektim çoook... Eee Mustafa kendisiyle böbürlenmekten, Fatmagül'ün ne kadar akıllı olduğunun farkına varamamış demek ki! Fatmagül yermi bu blöfleri... Tabii ki yemez... Hem sahiplenilmenin, korunmanın, dürüst olunmasının ve kimlere güvenilebiliniceğinin farkına daha iyi varmış ve bunların ne anlama geldiğini son yaşadıklarından sonra çok daha iyi görmüş. Çünkü bu değerlere sahip, istemeden yaptığı hata için, kendisi için hayatını yok sayan bir adam var artık hayatında... Mustafa FOS bir adammış. Fatmagül yaşadıklarından sonra asıl bunu anlamış oldu velhasıl Mustafa'nın blöfünü yutmadı...

15-Allah Allaaah! Ne yani birde suçlu Mustafa mı oldu şimdi? Hadi canım o kadar çektiklerine rağmen suçlayamazlar onu... Yuh artık! O kadar da uzun boylu değil. Diğer suçlularla başa çıkamazdı ama Fatmagül ve kocasıyla da mı başedemiyecekti... Eğer onlara bu yaşadıklarının hesabını da soramayacaksa ölsün daha iyiydi... Zaten Fatmagül kırgınlığından kendisine kızmıştı. Yoksa o Mustafasını severdi. O adam zorla sevdirdi kendini Fatmagül'e... Zorla güzellik olmayacağını, sevdiğinin kendinden vazgeçmeyeceğini kanıtlamalıydı... 

16-Hodri Meydan, dedi ama... Aaa! nasıl yani? Sen gerçekten mi beni istemiyorsun artık Fatmagül? Ben istenmeyecek adam mıyım? "Ben istemedim diye sen onun yanındasın. Sen bana aittin unuttun mu? Benimsin, beniiim... Eğer benim olmayacaksan! Onunda olmayacaksın!" demesine rağmen Fatmagül Mustafa'yı bitirdiğini kanıtıyla gösterdi...

17-Olmaz, kesinlikle olamaz... Yahu; kendisine ait olan birşeyi adamın teki geliyor elinden alıveriyor. Olcak şey mi? Düşünüp taşınıp başka plan yapmalıydı... Tamam çözümü bulmuştu işte! O kocası olacak adamı kendi silahıyla vuracaktı... Fatmagül neden o adamı tercih etmişti? Çünkü o adam dürüst davranmış, sahip çıkmış ve güven vermişti... Eee o zaman o da onun gibi yaparsa, bir taşla bir çok kuş vurmuş olabilirdi... Hem yeniden Fatmagül'ün gözüne girer, hem artık bir halt yapamayacağını öğrenen diğer suçluların yanından ayrılır, hemde intikam almış olur. Üstüne üstlük Kerim denen densizin elinden nişanlısını geri alırdı... Bakalım sahip olduğu bir şeyi almak nasıl olurmuş ona gösterirdi... 

18-Aman Allahım, aman Allahım gözlerime inanamıyorum. Ben ne kadar şanslı bir adamım yaaa! İstesem denk getiremezdim, bunlar birbirine düşmüşler bile! Acaba öldürür mü? Aman bırakayım kırsınlar birbirlerini... Afferin adama bak yaa! Nasılda doğru yola getirmeye çalışıyor suçdaşını... Dur o jandarmaya gitmişken 2 yumrukta ben atayım! Nasılsa onun bana vuracak gücü kalmadı... Hazır doğrucu Davut sersemletmişken bende hırsımı almış olurum... HEEYYT!! BİR YIL ÖNCE NAAPTINIZ LAN SİZ BANA AİT OLAN NİŞANLIMAAA! Küüt! Haydaaa sende amma bezginmişsin be kardeşim 2 tokatla hırsımı bari alayım dedim, hemen ölüverdin!

19-Hemen tüymek lazım ortalıklardan nasılsa kimseler görmedi! Vay bee!!! Bendeki şans eşşekte yok yeminle... Hep dört ayağımın üstüne düşüyorum. Aşkta kaybetsemde şansta kazanıyorum! Hadi hayırlısı bakalım... 
Şu Kerim denen herifin gittiği yoldan gitmek hayırlı mı ne?Baksana o başından beri benim yerime her şeye göğüs geriyor, büyük küçük demiyor her taşın altına elini O sokuyor. Oysa ben Fatmagül'e gözdağı vermek için bile onun işe gitmesini gözleyecek kadar korkağın tekiyim... Ama böylesi de güzel valla başkaları derdini çekiyor ben işlerin kaymağını yiyorum. BU İŞ İYİYMİŞ AFFERİN BANA!!! 

-KORKMA FATMAGÜL! BEN SENİN YANINDAYIM...

Geçti Bor'un pazarı... Mustafaa! Sen zamanı ve olayları karıştırdın, o söylediğini 1 yıl önce yapacaktın..! 
O eski suçlu- şimdi yeni nişanlı oldu... Hayat böyle birşey işte..! Eski nişanlıdaaa... İstemeden suçlu olabiliyormuş görüldüğü gibi... DİMİ?

Madem O doğrucu Davut'un izinden gitmeye karar verdin... Hadi sende GİT SUÇUNU İTİRAF ET o zaman.. 
Seninde pişmanlığını ve yüreğini görelim..! 

VARSA TABİ !?! 

Maddeleri ve 40. bölüm tüyosunu incelediğimizde; 
Mustafa'nın kişilik yapısının FIRSATÇI, ÇIKARCI, KORKAK ve ne kadar SİNSİ olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz dimi? ... Yani bence...

sevgili incikara, muhteşem musatafa analizin için tebrik ediyor müsadenle bazı maddeleri bende yorumlamak istiyorum.

14-Bir blöf de Fatmagül'e... Ya yutarsa!!! Ben daha yeni öğrendim başına ne geldiğini, bilseydim hiç seni bırakırmıydım. Senin çektiklerin ne ki? BEN çok acı çektim çoook... Eee Mustafa kendisiyle böbürlenmekten, Fatmagül'ün ne kadar akıllı olduğunun farkına varamamış demek ki! Fatmagül yermi bu blöfleri... Tabii ki yemez... Hem sahiplenilmenin, korunmanın, dürüst olunmasının ve kimlere güvenilebiliniceğinin farkına daha iyi varmış ve bunların ne anlama geldiğini son yaşadıklarından sonra çok daha iyi görmüş. Çünkü bu değerlere sahip, istemeden yaptığı hata için, kendisi için hayatını yok sayan bir adam var artık hayatında... Mustafa FOS bir adammış. Fatmagül yaşadıklarından sonra asıl bunu anlamış oldu velhasıl Mustafa'nın blöfünü yutmadı...


Bu sahne, ki dizinin 21. bölümününe tekabül ediyor, benim hiç aklımdan çıkmaz. Mustafanın bencilliğinin tavan yaptıı bölüm ve o bölüm içinde en çarpıcı kısım. 

Mustafa fatmagül ile konuşmasında zerre kadar fatmagüle ve çektiği acıya vurgu yapmıyor, tamamen ve ziyadesiyle kendini, bir daha kendini ve nihayet yine kendini düşünüyor, kendi yaşadığı depremi anlatmayı daha doğrusu fatmagülün anlamasını, kendisin fatmagüle anlayış göstermesine, fatmagülün çektiği bir acı yokmuş gibi sanki ve de en büyük acıyı o çekmiş gibi zati, tercih ediyor.

Baştan aşaığya kendini düşünme ve temize çıkarma.

Mustafa dizinin başından beri hep kendini temize çıkarmaya çalışıyor. Ama bunu yaparken de sadece ve sadece kendini düşünüyor. Benmerkezci bir anlayışla hareket ederken o, kerim ise fatmagülün yaralarını sarmayı öncelikli vazifesi bilip, sadece ve sadece onun kendisine nefretle bakmaması ve her ne olursa olsun, hatta onu çok sevse ve bu gülünü rahatsız edecekse bile, yakınında olmayı herşeye tercih ediyor.

Hiçbir şey umurumda değil, sadece yakınında olmak..(fatmagül istediği sürece)........

O haberi aldığımda denizin ortasıondaydım, mahvaoldum, çılgınsa göndüm,hatta kılım döndü.......

eeeeeeeee...

herkes kendini düşündü tabi( ya bunu biri söylüyodu ama kim acep?)

[I]ne çektiimi bilemezsin, kılım döndü sivilce yaptı, sonra atladı, kan revan oldu valla, yedek donda yoktu........

ya sen fatmagülün ne çektiini biliyomusun( ya bunuda biri söyledi galiba ben kopya çekmiş gibi oluyom gayrı)[/I]

şu söz çarpıcı, SEN BENİ YAKTIN MUSTAFA?

Dahası var mı?

Varrrrrrrrrrrrrr.........

Bakın ne diyor mustafa hala ne derdinde, tabi adamın kılı döndü bir kere......

O adamla niye evlendin......Niye sakladın.................

Lan geri zekalı sen niye inandın.............ah sana ne küfürler ederdim de neyse, sahur vakti azımızı bozmayalım, zaten moderatörlerimiz beni çok seviyorlar, bende onları, şimdi yüzsüzlük yapıpta mahçup olamayaıym onlara.

Hala daha fatmagülü suçluyor............

Ya incikara böle işte.........

Birde senin şu 14. maddeden sonra gelmek üzere, aşağıda yazılan maddeyi teselsül edelim, sonraki maddeleri de bir üst rakama yükseltelim.......

Madde 15- Bende önce o adamlaydın...yok yok benimleyken o adamlaydın da ben yoktum.....

Yuh artık mustafa, karakter denilen şeyinde kötü de olsa bir sınırı vardır, karaktersizliğin yokmuş meğer, sen öğrettin bize; he şimdi suçlu fatmagül oldu.

Bu nasıl bir iğrençliktir, bu nasıl bir iftiradır; ya sen kerime inanıp selimi vurmadın mı, e o zaman sen şimdi şunu mu demek istiyorusun;

Sen kerimi seviyordun, sonra o adamlar sana tecavüz etti o da müdahele etmedi, sen müdahale etmeyenle evlendin, çünkü onu seviyodun.......

yuhhhhhhhhhhhhhhh...ohaaaaaaaaaaa............

midesi olan varsa kaldırsın.

Benim mustafayı kaldıracak yerim yok...........

Gerçi senin neye inandığını çözebilmiş değilim, kılının döndüğünden hariç, annen ile babanın çocuğu olduğuna inandığına bile inanası gelmiyo insanın zarrrrr

Bilmiyosun musatafa, azından şefkatli kerim çıkan bu gülün açması için o kerimin ettii mücadeleyi bilmiyosunda, böyle ucuz oyunlara geliyorsun.

eeeeeeee, her gördüün kadını yataaa atan, seni her görenin senle yataa girdiği bu dünyada(gülümüz hariç), senin gülümüze bakış açına saşırmadım, sen herkesi meltem ya da asu sanıyosun............


Karaktersizzzzzzzzzzz